Bu hastalık öyle yaygın bir hale geldi ki. Hastalıktan ziyade artık şikayet gibi kullanılıyor. Hekim: şikayetiniz nedir? Hasta: hocam bende gastrit var! Gelin bakalım bu hastalık hakkındaki doğru ve yanlış bilgiler nelerdir?
Gastrit, midenin iltihabı demektir. İki kelimden oluşur. Gastrique mide demektir. —itis eki iltihap demektir. Latincede Gastritis şeklinde yazılır. Gastrit neden olan durumlar şöyledir: 1) Asit Gastriti: mide asidinde artışa bağlı gastrit türüdür (ayrıca stres veya üzüntü gastriti olarak da adlandırılır). 2) Tahriş edici maddelere bağlı gastrit: alkol, kronik kusma, sıcak içecekler, ilaçlar örneğin: ağrı kesiciler, aspirin, antienflamatuar, Ursactive. 3) Helicobacter pylori (H. pylori): Midenin mukoza zarında yaşayan bir bakteri; tedavi olmadığında bu bakteri ülserlere ve bazı insanlarda mide kanserine bile yol açabilir. 4) Safra Reflüsü (Safra gastriti): Safra sıvısının ince bağırsaktan mideye geçmesi durumudur. 5) Enfeksiyon: bakteri ve virüs tarafından oluşan enfeksiyonlar.
Işın tedavisi (radyasyon gastriti, radyoterapi) gibi bazı durumlardan kaynaklanabilir. Tedavi edilmeyen gastrit durumlarında vücuttan aşırı kan kaybı ve mide kanseri riskinde artış gözlenmektedir.
Gastrit durumunda bu belirtiler görülebilir: mide ağrısı, karın ağrısı, kramp, baş ağrısı, hazımsızlık, ekşime, iştahsızlık, şişkinlik, bulantı, kusma, halsizlik ve ateş basması. Gastrit belirtileri başka kötü huylu mide hastalıklarında da görülebilir. Örneğin mide kanseri şikayetleri bazen birebir aynıdır. Dolayısıyla tanı konulduğunda bu duruma dikkat edilmeli. Gastritin kesin ve doğru tanısı için Endoskopi yapılması şarttır. (bkz Endoskopi nasıl yapılır?). Endoskopi ile hem kesin tanı konulur hem de gerektiğinde parça alınır (patolojik inceleme için biyopsi). Aylarca mide rahatsızlığı ve hazımsızlık şikayetleri ile takip edilen ve çeşitli mide koruyucu ilaçlar verilen bazı hastalarda yapılan endoskopide erken mide hanseri bulgularına rastlanabilir. Şikayet → doğru tanı & tedavi → iyileşme
İnsanlar en ufak bir mide şikayeti için hemen eczanelere koşar ve bol bol mide ilaçları alır. İlaçlar rastgele, düzensiz ve bilinçsizce kullanılır ama bir türlü düzelme görülmez. Hep aynı sıkıntılar hep aynı hikayeler tekrarlanır ve kısır döngü oluşur. Mide anatomik olarak beş bölgeye ayrılır, bunlar: kardiya, fundus, korpus, antrum ve pilor (pylorus) olarak adlandırılır.
Gastritin iki ana şekli vardır akut ve kronik. Akut Gastrit ani ve kısa süreli spazm. Kronik Gastrit uzun sürelidir (otoimmün, H.pylori, kimyasal gastrit). Gastritin şiddetine göre sınıflama şöyledir: 1) Eroziv Gastrit (eritematöz gastrit, eritematöz gastropati): Mide astarının aşınması durumudur. Tedavi edilmezse ülserlere yol açabilir. 2) Non-Eroziv Gastrit: Aşındırıcı olmayan tip. Diğer Gastrit tipleri: İyatrojenik tip, Otoimmün tip, Granülomatöz tip, Lenfositik tip (T lenfosit), Kollajen tipi, Eozinofilik tip
Antral Gastrit, endoskopide en sık rastlanan gastrit çeşitidir. Adından da anlaşıldığı gibi iltihap midenin alt kısmı yani antrum ile sınırlıdır. Mide asidi ve yiyecekler ince barsaklara geçmeden önce bu bölgede toplanır ve bekler (ortalama 4-8 saat).
Tedavi gastritin nedenine göre yapılır. Tedavide kullanılan ilaçların genel adı mide koruyucu ilaçlardır. Dirençli durumlarda bakteri varlığı araştırılmakıdır — Helicobacter pylori
Pangastrit hastalığının adı “Pan” ve “Gastrit” kelimelerinden oluşur. Pan kelimesi ise Latincede geniş veya kapsamlı anlamına gelir. Pangastrit durumu midenin büyük bir kısmı veya tamamının iltihaplanması anlamına gelir. Dolayısıyla Pangastrit kelimesi mide mukozasının en az %75’ini kaplayan gastrit durumunu ifade eder. Eritematöz pangastrit görülen en yaygın türdür. 2000 yılından bu yana dünya çapında pangastrit vaka sayısında ciddi bir artış mevcuttur. Özellikle 2018-1019 yıllarında bu artış fark edilecek boyutta oldu. Bu artışın en önemli nedenleri arasında H.pylori bakterisinin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi, endoskopi tanıların daha spesifik bir şekilde belirlenmesi ve giderek artan gıda katkı maddeleri. 2020 yılında pangastrit vakalarında giderek artış olacağı düşünülmektedir.
Safra Gastriti, safra sıvısının ince bağırsaklardan mideye geçmesi sonucunda ortaya çıkar. Safra sıvısı mide astarını tahriş ederek iltihaplanmasına neden olur.
Helicobacter Pylori nedir?
Son 30 yılda bu bakteri bir çok sindirim hastalığının nedeni olarak kaşımıza çıkıyor. Helicobacter Pylori (H.pylori) 1980 yılında nobel ödül sahibi Warren ve Marshal tarafından bulunmuştur. H.pylori midede yaşayan spiral şekilli bakteridir. En önemli özelliği üreyi hidrolize edebilmesi üreaz ve amonyak üretebilmesidir. Amonyak, mide hücrelerini (antral G hücresi) negatif geri besleme döngüsü yöntemi ile etkileyerek Gastrin salınımına neden olur.
Bu durum mide asidinin artmasına neden olur (hipergastrinemi ve gastrik asit hipersekresyonu). Organizmanın üreaz (üreyi hidrolize edebilme) özelliği sayesinde varlığı tespit etmek için bir çok test tarif edilmiştir. Örneğin 13C ve 14C nefes testi (breath test) ve CLO Hızlı Üreaz test kiti (Campylobacter-Like Organism). Ayrıca H.pylori Giemsa ve Ethin Starey Silver Stain yöntemleri ile de tespit edilebilir. Bakterinin tanı ve takibi için nefes (üfleme testi) veya gaitada antijen testi yapılır. Ancak kesin tanı için endoskopiyle alınan biyopsi şarttır.
CLO Testi, Helicobacter pylori (H.Pylori) teşhisinde kullanılır. Hızlı ve diyagnostik üraz testidir ve Latince’de (Campylobacter-Like Organism Test) ibaresinin kısaltmasıdır (yani Campylobactere benzeyen organizma testi). Testin ana düşüncesi ise H. pylori tarafından salgılanan üreaz enziminin ürenin amonyak ve kanbon diokside (CO2) dönüşümünü katalize etmektedir. CLO testin pozitif olma süresi mide mukozasının H.pylori yoğunluğu ile ilgilidir ve inflamasyonun derecesi hakkında bir bilgi vermez! Helicobacter Pylorinin enzimatik etkisi sayesinde midenin iç tabakasında (mukus, mukoza) oluşan bozulma ve tahribat ve epiteliumun verdiği inflamasyon yanıtı bu organizmayla ilgili bir çok hastalığa neden olmaktadır. Endoskopi uygulanan hastalarda mideden alınan biyopsi sayesinde bakterinin varlığı kolaylıkla tespit edilebilir. Endoskopi yapılmayan hastalarda ise nefes ya da gaita (dışkı) testi ile bakterinin varlığı saptanabilir.
H.pylori araştırıldığında ise hastanın mide asidini azaltan ilaçlar veya antibiyotik kullanmaması gerekiyor çünkü bu tür ilaçlar bakterinin testlerde görünmemesini sağlıyor. Kan ya da tükürük testlerinde bu bakteriye karşı gelişmiş antikorun gösterilmesi bakterinin varlığını göstermez. Bu testler ile gösterilen antikor hastanın yaşamının herhangi bir döneminde bakteri ile karşılaştığını gösterir, bakterinin canlılığının göstergesi değildir. Bu nedenle pratikte bu testler kullanılmamalıdır. Endoskopi yapılmadan bakterinin araştırılması, nefes testi ya da dışkı muayenesi ile yapılabilir. Nefes testi dışkı muayenesinden daha duyarlıdır. H. Pylori’nin neden olduğu hastalıklar
- Gastrit
- Duodenit
- Peptik Ülser
- Özofajit
- Kolit
- Mide kanseri (mide CA)
- kronik dispepsi
- Bulantı
Tedavide birden fazla antibiyotik ve mide asidini azaltan ilaç kullanılır. Tedavide üçlü veya dörtlü ilaç kürleri kullanılır. Tedavi süresi 7-14 gündür. Verilen ilaçları yan etkilere neden olabilir. Bunların arasında ağızda tat değişikliği, mide ağrısı, baş ağrısı, ekşime, bulantı, kusma, ishal, ciltte kızarıklık. Bu şikayetler hastaların %60’nda görülmektedir. Ancak, bu şikayetler ilaçları kullandıktan 1-2 gün geçer. Dolayısıyla ilaçların aksatılmaması şiddetle önerilir. Bakterinin tekrarlama olasılığı %5-10 dur. Gelişigüzel antibiyotik kullanımı bu riski yükseltir. Eğer bir antibiyotik kombinasyonu ile bakteri tedavi edilemedi ise tekrar tedavide aynı kombinasyon kullanılmamalıdır. Farklı bir tedavi protokolü uygulanması gerekir. Başarısızlık durumunda uygulanacak ikinci denemede kullanılacak tedavi daha yoğun olacaktır.
Kaynak: https://www.ertanbeyatli.com/nedir-bu-gastrit/
Yararlanan Kaynak: Op. Dr. Ertan Beyatlı - ertanbeyatli.com